Bugün yolculuğuma bu ilgi çekici ve harika yolda başlıyorum. Budizm. Nasıl tanımlayacağımı bilemem: bu bir felsefe mi yoksa bir din mi?
İlk seçeneğe yöneliyorum. Her halükarda, bana göre daha yüksek bir yaşam kalitesine dönüşen büyük manevi faydalar sağlayabilecek gibi görünen manevi bir yaşam tarzı. Sizi bu yolu benimle gezmeye davet ediyorum.
Buddha kimdi?
Siddhartha Gautama, Buddha, lüks ve konfor içinde yaşayan Hint aristokrasisine mensup bir çocuktu. Ancak zaman geçtikçe mutsuzluğu artıyordu ve ruhunu tatmin edebilecek daha derin bir şey arıyordu.
Bir gün (yalvarmak için) bir bardak alıp sokağa çıktı. Hindistan o zamanlar manevi olarak çok zengindi. Var olan en önemli şeyleri merak eden birçok ruhani öğretmen ve felsefi okul vardı. Bu sefer Eksen Çağı olarak bilinir.
Siddhartha varoluşun gerçeğini bulmaya çalışmak için yemek yememe noktasına kadar çileci bir hayata başladı. Bununla birlikte, bedene kötü davranmanın, bu kadar bilgi ve şeyler hakkında farkındalık elde etmenin en iyi yolu olmadığını fark etti.
Aklını ve kalbini meditasyona verdi. Bir dolunay gecesi bir incir ağacının altına oturdu ve aradığını bulana kadar ayağa kalkmayacağına yemin etti. Gece geçti ve ilk sabah yıldızı yükseldiğinde Siddhartha "uyanış" a (Nirvana) ulaştı. Bu uyanış, birbiriyle ilişkili üç yönden oluşur:
1) Çevreleyen her şeyin mutlak farkındalığı. Özne ve nesne arasında ikilik yoktur. Şeyler gerçekte oldukları gibi bilinir.
2) İnsanı aşan bir şefkat ve sevgi. Bu aşk, bu varoluşu oluşturan her şeyi içerir.
3) Tükenmez bir zihinsel enerji. Yaratıcılık ve kendiliğindenlik süreklidir.
Size Buddha'nın kim olduğunu ve kurduğu şeyin temel özelliklerini çok iyi özetleyen bir video bırakıyorum: